Bu inceleme iki bölümden oluşucak. Kitap hakkında spoiler yemeden bilgi almak isteyenler için hazırladığım kitabın konusu kısmı ve biraz spoilerdan zarar gelmez heyecanı arttırır diyenler içinse kendi düşüncelerimle beraber kitaptaki olaylara değindiğim kısım.

Kitabımız gelecekte geçiyor, bir tür bilim kurgu kitabı olmasına rağmen içinde çok fazla aşina olmadığımız teknoloji yok. Efsane-Deha-Şampiyon üçlemesinin de ilk kitabı olan bu kitapta iki ana karakterin hikayelerinin nasıl birleştiğinden bahsediliyor. Klasik bir başlangıç gibi düşünebilirsiniz hatta ana karakterler birbirine düşman olmasına rağmen buna benzer hikayeler okumuştum diyebilirsiniz.

Day ulusal bi suçlu ve kaçak. Fakir bir bölgede doğduğu için hayatı bu yönde gelişmiş de diyebiliriz aslında. Ne de olsa o bölgeden çıkan pek çok kişinin kaderi daha iyi olmuyor. June ise ülkenin en zeki asker adayu. Adayı diyoruz çünkü eğitimini bu kitapta tamamlıyor. Bütün ülke bir yandan Kolonilerle savaşırken bir yandan Day' i aramakla uğraşırken bir anda, Metias(June' un ağabeyi) öldürülmesiyle, ulusal çapta bir insan avına dönüyor olay.

Bu görevin başındaki isim ise June olarak çıkıyor karşımıza. June' un Day' i yakalamak için çok tehlikeli bir planı var evet ama başarabilecek mi? Day ve onun gibilerin yaşamına tanık olunca kendini gerçek anlamda bi ikilemde bulan June' un kararına bırakılmış pek çok şey yazar tarafından. Ve bu -spoiler- üçlememizin sonunda kendini çok üzücü bi şekilde gösterecek.

Spoiler istemeyenler için yazımızın sonu arkadaşlar, üzgünüm..:)

https://www.instagram.com/p/B_PFQ5knim0/?hl=tr
Çekilişe gitmek için resme tıklamanız yeterli

Şimdi daha çok spoiler ve kendi düşüncemi içeren kısma gelelim. Kitapta anlatılan olaylar her iki karakterin bakış açısından da anlatılmasına rağmen çok akıcı bir şekilde ilerliyor. Daha önce benzer bir şey okumadıysanız küçük bir örnekle açıklayayım sizlere durumu. İlk 2-3 bölümün üstünde ''DAY'' yazdığını kitabı aldığınızda fark edeceksiniz zaten. Bu kısımlarda Day' in bakış açısından anlatılıyor hikaye. Sonraki 2-3 bölümde de aynı şekilde ''JUNE'' yazıyor ve June' un bakış açısından anlatılıyor.

Hikaye başlarda bölünüyor gibi de olsa yazar çok başarılı bir şekilde bağlıyor her kısımda birbirine. Dizi izlerken reklama girmiş gibi hissediyorsunuz o kişinin hikayesi bittiği zaman. Gelelim içeriğe...

Day aslında ölmüş olması gereken birisi. Üstünde yapılan deneyler sonucu öldüğü sanılarak bırakılmış ve oradan kaçmış. 10 yaşından beri sokaklarda yaşayan bi çocuk. Ülkesine pek bağlı değil ki hareketlerinden de anlaşılıyor bu. Yiyecek çalıyor, yakıt çalıyor ve hatta bi keresinde 10 saniyede banka bile soyduğu söyleniyor. Ama bugüne kadar kimseyi öldürmeyen Day' in şimdi bu kadar önemli olmasının tek sebebi var: Metias' ın ölümü.

 June eskiden hayranlık beslediği Day' in böle bir şey yapıp yapmadığına dair başlarda elbette şüphe duymuyor, sonuçta o bir suçlu. Ama Day' i tanıdıkça birini öldürebilecek biri olmadığını düşünmeye başlıyor ve June için olaylar burda karışıyor. Day' in tutuklanmasına sebep olan June, iç sesini dinleseydi belki her şey daha farklı olabilirdi diye düşünüyoruz kitap boyunca. Daha sonra yaptığı hatayı fark edecek olan June' un hatasını düzeltmesi pek de kolay olmayacaktır. 

Sitemizin ilk incelemesi de böylece bitmiş oluyor, düşüncelerinizi yorum olarak bekliyoruz.Herkese iyi okumalaarr...